22 Aralık 2024 Pazar

Özgürlük Miti: İnsanın Kendi Zincirlerine Tapınması

 Özgürlük Miti: İnsanın Kendi Zincirlerine Tapınması

Özgürlük! Ne saçma bir kelime, değil mi? İnsanlar, “özgürlük” diye bağırırken aslında kendilerini daha sıkı bir zincire bağladıklarının farkında değiller. Birbirlerinin afarkı olmayan bu insanlar, ne yazık ki özgürlük fikriyle kendilerini kandırıyorlar. Hayır, özgürlük dediğiniz şey, bir yanılsamadan başka bir şey değildir. Ve en kötüsühem de zincirlerine daha sıkı sarılmalarına neden oluyor. Nietzsche’nin de dediği gibi, “Özgürlük, bir köle için bir masaldan ibarettir.”
Özgürlük arzusuyla yananlar, kendi kimliklerini bulmak için sağa sola çırpınan ama aslında sadece toplumsal kalıplara daha çok sıkışan zavallılardır. Ne yazık ki, özgtoplumlarının ürettiği sınırların ötesine geçmek değil, o sınırlar içinde en rahat şekilde var olmaktır. Bunu fark etmeyenler, özgürlükten söz edebilir, ama ne yazık bir tür 'toplumsal rıza'ya teslim olmaktan başka bir şey yapmazlar.
Bu kadar basit. Gerçek özgürlük, içinde bulunduğumuz sosyal düzene, geleneklere, dini öğretilere ve her türlü toplumsal baskıya karşı bir başkaldırıdır. Ama çoğöğrettiği o kadar sıkıcı ve demode kuralların dışında, sadece daha “rahat” bir yaşam arayışıdır.
“Özgürlük, kendi arzusunun kölesi olabilmektir”
, diyen bir insagörmek, insanı kahkahalarla güldürür. Hangi özgürlükten bahsediyorsunuz? İnsanın kendi iradesini başkasının iradesine, toplumun isteklerine göre şekillendirme
Ve işte burada Nietzsche’nin tam da bu aptallığı, bu sahte özgürlük anlayışını yerden yere vurduğunu görebiliriz.
Özgürlük, başkalarının fikirlerinden ve normsahip olabilmektir!
Fakat insanların çoğu, bu cesareti göstermek yerine, bir “özgürlük” maskesi takıp toplumun kanallarında yüzmeyi tercih eder. Sonra da kalkaözgürlük manifestolarının arkasına sığınır. Ah, ne komik bir çelişki!
Toplum, özgürlük peşinden koşan bir sürü insanla dolu; ama hepsi, toplumun ve normların onlar için diktiği elbiseyi giymekten başka bir şey yapmıyor. Hadi gelinmaskaraları daha fazla alkışlamayalım. Çünkü Nietzsche'nin dediği gibi,
“Çok az insan vardır, gerçekten özgürdür. Geri kalanlar, birer kurban ve köledir.”
Özgürlük, bir özlem değil, bir yükümlülüktür. Gerçekten özgür olmak, bir yığın pranga ve kuralı reddetmek, hayatı bir meydan okuma olarak kabul etmek ve tümdemektir. Ama gelin görün ki, özgürlüğün peşinden koşan bu ahmaklar, gerçek özgürlüğü değil, sadece köleliklerinin biraz daha “rahat” olmasını isterler. O yüzdebir şey değildir. O kadar çok bağlanmışsınız ki, zincirlerinizi fark etmiyorsunuz bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder